Belediye, “Bir şehrin umumi işleri ve sair ihtiyaçlarına bakan idare” olarak tanımlanır. 5393 sayılı Belediye Kanunu, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını…
Durun durun tabiî ki böyle başlamayacağım yazıma, tüm bunlar belediyelerin çalışma standartlarını belirleyen, sizlere hizmet etmek için yarışan birbirinden değerli belediyelerimize yol gösteren kanun ve maddeleri. Uyulması zorunlu, okuması yorucu mevzuatlar.
Ben belediyeciliğe bambaşka bir açıdan bakmak istiyorum. Daha önce bakılmayan bir açıdan, bakılsa bile konuşulmayan, yazılmayan bir noktadan.
Belediyelerde sever, belediyelerde mutlu olur, belediyelerde hüzünlenir, evet aslında belediyelerde canlı bir yapıdır. Tüm duyguları içinde barındırmakla birlikte tek hedefi hizmet olan canlı bir yapı. Hizmetleri vatandaşlarla buluştururken sevinen, mutlu olan; yolunda gitmeyen bir şeylerin üzüntüsünü yaşayan ve bunu düzeltmek için hizmet eden, her şart ve koşulda amacı sadece hizmet olan, vatandaşların hayatını kolaylaştırırken onlara konforlu bir yaşam alanı sunmak için gayret gösteren ve yorulmanın, bıkmanın, olmaz demenin olmadığı bir dünya belediye.
Sizde büyük bir ihtimalle benim gibi çok küçük yaşlarda tanıştınız belediyelerle.
Soğuk duvarların arasında uzun uzun elektrik, su veya vergi borcu ödeme kuyruklarının olduğu binalar.
Bir an önce çıkmak istersiniz oradan ve daha kapıdan çıkar çıkmaz bir dahaki buluşmanın endişesini sarar içinizi.
Sadece borç ödeme zamanlarında gidilen ve sıkıntılı bir durum mutlaka olacak hissi uyandıran keyifsiz zamanlar.
İlk belediyelerin kurulması da dünyanın sıkıntılı işlerle tanışmasıyla aynı zamana denk geliyor.
Roma şehrini ifade eden “Municipe” size de tanıdık geldi mi?
Evet İngilizce’deki “municipality” (belediye) kelimesinin kökü oluyor kendileri.
Aslında ilk zamanlarda çokta önemli gelişmeler yaşanmıyor belediyelerde.
Ta ki Sanayi Devrimi ile geleneksel toplumdan, modern topluma geçinceye kadar. İşte tam bu süreçte şehirlerin sanayi ile tanışması beraberinde bir takım sıkıntıları da getiriyor. Nüfuslar artıyor, havalar ve çevre kirleniyor, alt yapı yetersiz kalıyor, şehirler büyüyor, büyüyor ve daha çok büyüyor.
Bu sıkıntılarla başa çıkma, çözüm üretme tabiî ki yerel yönetimlere düşüyor. Ve sonrasında yaşanan birçok gelişme belediye anlayışını oluşturuyor.
Bugün ise bambaşka bir belediye anlayışı var hayatımızda. Alt yapı çalışmaları yaparken geleceğin teminatı çocukların da kişisel alt yapılarını geliştirmek için projeler üreten; hava ve çevre kirliliği ile mücadele ederken oluşturduğu sosyal alanlarla 7’den 70’e herkesin hayatını kolaylaştıran; büyüyen ve nüfusu artan şehirlerin sadece fiziki yapıları ile değil eğitimden spora, sosyal hayattan kültürel etkinliklere kısacası hayata dair her konuda hizmet üreten bir anlayış.
Yazımın başında da belirttiğim gibi belediyeler; merkezinde insan olan, insana dokunan, insanla konuşan ve birlikte çözüm üreten canlı yapılardır. Duyguları vardır, severler, mutlu olurlar, üzülürler ama her zaman hizmet ederler.
Bir dahaki yazı ve düşüncelerle bu köşede evet tam da bu köşede buluşmak üzere. Sürçülisan ettiysem affola.
Son olarak hem dijitalde hem de yazılı basında “Biz Yerel Yönetimlerin sesi olacağız” diyerek yayın hayatına başlayan Belediye Postası’nı tebrik eder, farklı çizgisiyle belediyeler tarafından yapılan hizmetlerin anlatılmasına yeni bir soluk getiren Sayın Sadrettin Soranlar’a teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın…