SINIR YOK
14.06.2021 - 0:58

Murat Kılıç

Murat Kılıç

Dünyadaki ekonomik, sosyolojik ve teknolojik gelişmeler yeni öğrenme açıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 2000’li yıllar bilgisayarın ev ve işyerlerinde yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemdi. Üniversiteden mezun olmama bir yıl kalmıştı. Arkadaşlarla bu teknolojik gelişmelere uzak kalmamak için halk eğitim merkezinde açılan bilgisayar kursuna katılma imkânı bulmuştum. Aldığım eğitimin öğretmenlik mesleğinde gelişimime büyük katkısı olacağını o gün düşünmemiştim. Ancak şu anki dijital kullanım konusundaki becerilerimi o eğitime borçluyum. Ayrıca halk eğitim yetkililerinin tavsiyesi üzerine çok da istekli olmadığım halk oyunları kursuna katılmıştım. Çalıştığım okulda ilk defa halk oyunları ekibini kurmam ve çalıştırmam bu eğitim sayesinde olmuştu.

Öğrenen varlık olarak bizler toplumsal gelişmelere uyum sağlamak, refah seviyemizi artırmak, çocuklarımızı anlayabilmek için öğrenmeye devam etmeliyiz.

1972 yılında toplanan UNESCO eğitim komisyonunda, eğitimin hayat boyu süren bir etkinlik olduğu vurgulanmıştır. Bunun yaş aralıkları ve okul binaları ile sınırlamanın yanlış olduğu belirtilmiştir.  Hem okul eğitimini hem de okul dışı eğitimi kapsayacak şekilde tüm bileşenlerin bir bütün olarak düşünülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda etkinliklerin esnek olması ve eğitimin hayat kadar uzun bir varoluşsal süreç olarak tasarlanması önerilerine yer verilmiştir.

Peygamber efendimizin “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” İfadesi, ilmi ve öğrenmeyi fiziksel ortamla sınırlandırmak, sınırlı zamanlara sığdırmak, son noktayı koymak mümkün değildir.

Hayat boyu öğrenme, milli bir amaç olmakla birlikte tüm kurumlar tarafından desteklenecek şekilde olmalıdır.

Yaşadığımız çağda en hızlı tüketim bilgide gerçekleşmektedir. Bilginin bu kadar hızlı bir şekilde tüketildiği toplumlarda bireylere yönelik yeni eğitim imkânı sunmak kaçınılmaz olmalıdır. Bir diğer husus ise bu eğitime bireylerin nasıl ulaşacağı konusunda farkındalık sağlamaktır.

Aldığı eğitimle hayatının nasıl değiştiğini ve hayatına nasıl yeni bir anlam kattığını anlatan kişilerin yaşam hikâyelerine çoğu zaman rastlamaktayız. Hikâyelerde insanların maddi ya da manevi ürünleri ortaya koyduğuna şahit olmaktayız. Kimileri ise aldığı eğitimlerle yeni bir yetenek alanını keşfetmektedir.

Doç. Dr. Asım Balcı’nın başkanlığını yaptığı Altındağ Belediyesi’nin Kadın Eğitim Kültür Merkezi'ndeki resim kursuna katılan 91 yaşındaki Vedia Lokman tarafından resim sergisinin açılması ve buradan elde edeceği gelirle yoksullara yardım edilmesi yerinde ve güzel bir örnektir. Bu bize öğrenme ve üretmede yaş sınırının olmadığını göstermektedir.

 Hayat Boyu öğrenme genel müdürü Yusuf Büyük, hayat boyu öğrenme kapsamındaki eğitim ve öğretim faaliyetleri aracılığıyla; birey, toplum, gelişim ve istihdam öncelikli bir yaklaşımla bireyin bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmek temel hedef olmalıdır.  Örgün eğitimin dışında hayatı boyunca katıldığı her türlü öğrenme etkinliklerini kapsayacak şekilde öğrenme kültürünün geliştirilmesi için tanıtım ve yaygınlaştırmayı amaçladıklarını belirtmiştir. Halk Eğitim Merkezleri tarafından açılan kurslar 7’den 70’e herkesin imkânına sunulmaktadır.

Yerel yönetimlerimiz çağa uygun ve insanların meslek edinmenin yanında hayatına da değer katacak eğitimler, çalışmalar yapmaları yerinde olacaktır. Planlanacak eğitimlerde fiziki sınırların aşılması için çevrimiçi araçların kullanılması daha çok kişiye ulaşılmasında fayda sağlayacaktır. Yerel yönetimler ihtiyaç duyulan eğitim programlarını belirlemek için çalışmalar yapmalı ve alanlarında yaşayan bireylerin kolay başvuru imkânını sağlayacak internet tabanlı uygulamalar geliştirmelidirler. Geliştirilen bu uygulama yapay zekâ ile bireylere seçebileceği eğitim fırsatını sunabilmelidir.

Henry Ford’un ifade ettiği gibi “Öğrenmeyi bırakan kişi 20 yaşında bile olsa yaşlıdır. Hayattaki en iyi şey zihni diri ve genç tutmaktır.” Genç kalabilmek, zamanın ruhunu yakalamak, kendimize ve topluma değer katmak için öğrenmeye devam etmeliyiz.

  • Beğen
YORUM YAZIN