ORMANLARIMIZ VE CİĞERİMİZ YANARKEN!
08.08.2021 - 23:40

Mükremin Kızılca

Mükremin Kızılca

Güçlü bir polis ve ordu Allah'tan sonra en büyük güvencemizdir. Ülkemizin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor, bu kadar afet doğallıktan uzak görünüyor, insan eli olma ihtimali güçleniyor.

Adım başı meskûn mahaller benzin ve gaz istasyonlarıyla dolu. Allah korkusu olmayan kötü ellere suikast imkânı vermemek için olağanüstü bir istihbarat ve güvenlik durumuna derhal geçilmelidir. Ülkede on gün yas ilan edilmeli ve kışkırtıcı yayınların önü kesilmelidir.

Geçen hafta özellikle güney Anadolu’nun yüzü aşkın noktasında ormanlarımızda yangınlar meydana geldi.

Bu yangınlarda dokuz şehidimiz var. Binlerce evcil hayvanın yanında on binlerce yaban hayatı canlıları da yanıp kül oldu. Yüz binlerce ağaç ve bitkimiz ise artık bize oksijen vermeyecek hale geldi.

Medyamız sosyali, basılısı, görseli ile olayın üzerine gittiler. Bütün ülkemizde mağdurlara yardım kampanyaları başlatıldı ve devam ediyor. Devletimiz de bütün mağduriyetlerin kısa sürede bertaraf edileceği teminatı verdi.

Orman yangınlarının iklime bağlı olarak, kendiliğinden olma ihtimali en zayıf olasılıktır. En kuvvetli ihtimal her zaman olduğu gibi ihmal ve kasıttır.

İhmali önlemek bizim elimizde, bunun için aşağıda madde madde sıralanan hususları ele alıp uygulamamız gerekiyor.

Suikast nedeniyle ormanlarımızın korunması için yapabileceğimiz şeyler de var. Bunlar: ormanlarımızı kameralarla gözetlemek, İHA ağı ile önceden haber vermeyi sağlamak, gerçek Orman Kanununu yeniden faaliyete geçirmek, gibi birçok önlem olabilir. Türkiye’mizi savunmada ilk ona sokmayı başaran Bayraktar kardeşleri bu hususa yönlendirerek bir orman cenneti olan memleketimizi yeni afet ve belalardan koruyabiliriz.

Orman Yangınlarını Önlemek İçin Bizim Yapacaklarımız!

Bir: ormanlar kuru otlardan temizlenmeli, şu anda her ağacın altında yüzlerce kilo çıra gibi tutuşmaya hazır kuru yakıt yer almaktadır. Bunlar her köy, mahalle ve beldelerin gözetiminde halka karşılıksız verilerek bile temizlenebilir.

İki: ağaçların kuru dalları budanmalı. Anadolu’nun birçok ormanını gezen birisi olarak ormanlarımızda ağaçlar budanmamakta ve yarıya kadar neredeyse kuru dallardan oluşmaktadır. Bu budama işi de vatandaşa, budadığı kuru dallar kendisinin olmak şartıyla yetkililer gözetiminde ücretsiz yaptırılabilir.

Üç: orman ağaçlarının kükümleri toplanmalı. Özellikler çam, katran, ardıç, andız ve ladin ağaçları yaz kış yem yeşil bir manzara arz eder, yani yaprağını dökmez biliriz. Oysa onlar bizim göremeyeceğimiz bir ağırlıkta yapraklarını dökerek yıl içinde diplerinde iğne yapraklardan oluşan katman katman kibrit gibi kuru yakıtlar oluşturur. Bunlara Taşeli yöresinde kümüm denir. Şahsen bu kükümlerin çıra gibi yanışına hatta odunu tutuşturduğuna şahidim, soba tutuşturmak için bu kükümden bir çuvalı bahara kadar bize köy evlerinde yetmektedir. Ağaçların altı bu yanıcı maddeden periyodik olarak temizlenmesi gerekir.

Dört: başta cam şişeler olmak üzere, asla çöp bırakmadan temizlik yapılmalı. Ormanlarımızın piknik yapılan kısımları her türlü çöple doludur, ormana bir insanın uğradığını anlamak için çöpü görmemiz yeterlidir. Hatta oto yollarda ve bölünmüş yollardaki ceplerde bile insanların durup dinlendiğini bıraktıkları nahoş manzaralı çöplerden anlayabiliriz. Buralarda adeta çöpler şıra sızdırmaya başlamıştır. En yakın belediyelerin bu duruma bir çare bulması gerekir.

Beş: köylere beldelere ve mahallelere ormanın korunmasında sorumluluk vermeli. Ormanlarımızdaki kuru malzemeler yangını körükleyen, söndürmeyi zorlaştıran ve yanmayı hızlandıran birer etmendir. Eğer yerel idarelere yetki verilse halk bunu elde ettiği kuru yakıtlar kendisinin olmak şartıyla bedava bile yapar. Yok devletimiz kuru dalları paraya çevirmek isterse de ücretle herkes çalışır ve temizler.

Altı: acilen havadan söndürme filosu kurulup güçlendirilmeli. Bu hususta genel sorular malum: THK ne yapar, bilen var mı? Bu tarihi ve güzide kuruluşumuz işler hale getirilmelidir. Uçaklar bozuk, kalkamıyor, iş görmez, gibi laflardan hicap duyulmalıdır.

THY ne yapar biliyoruz, dünyanın en önde giden havayolu kuruluşu olmakla gurur duyuyoruz ama bir de şu orman yangınlarını önlemek için yol gösterse iyi olmaz mı?

Yedi: çam sakızları, reçineler toplanmalı. Tabiatta petrol çıkmadan önce iki reçine vardı birisi neft ki toprak yağı diye adlandırılan yanıcı madde, diğeri de çam ve benzeri ağaçlardan elde edilen reçineler ki bundan da yanıcı zift ve katran elde edilir. Şu anda şahidim ki ormanlarımızda nice çam ve katran ağaçları hemen tutuşan reçinelerle ve sakızlarla kaplıdır.

Orman Yangınları Afeti

Şu orman yangınları Ya Rab ne feci olay

Yüz yılda yetişeni bir anda yakmak kolay!

Ben günahkârım, sen günahkârsın, o günahkâr

Ormanda yaşayan canlının ne günahı var?

Ben daha uçamayan bir serçe yavrusuyum

Ben bir ağılda anasını emen kuzuyum!

Bir kaplumbağayım ben, seğirtemem, kaçamam

Bir sürüngenim, yok kanadım, asla uçamam

Karıncayım, kışlık erzakımın peşindeyim

Bir taze ağacım ben, henüz yüz yaşındayım!

Arıyım, kelebeğim çiçeklerin izinde

Yem yeşil bir çimenim yaylaların düzünde!

En şeni ihtimal ki o da bir insan eli

Bu tiplere denmez insan, hatta denmez deli!

Ey koruyanların en hayırlısı Allah’ım!

Yarlığa bizleri eğer ulaştıysa ahım!

Ya Hayra’l-Hâfizîne ihfeznâ Ente’l-Hâfız

Sen ol bize destek ve arkamızda muhafız!

 

  • Beğen
YORUM YAZIN