YECÜC MECÜC'ÜN SON TEZGAHI
05.04.2021 - 16:38

Mükremin Kızılca

Mükremin Kızılca

Dünya tarihinde her zaman salgın hastalıkların olduğu bir vakıadır. Bu salgınların genellikle temizliğe dikkat etmemekten ileri geldiği düşünülür.

21. yüz yıla yani milenyuma kadar başka bir sebeple salgın yaşandığı da vaki değildir. Ayrıca tarihteki bütün salgınlar yereldir, evrensel bir tarafı yoktur.

Bu yüz yılda ilk defa bütün insanlığı kapsayan büyük bir salgın yaşamaktayız. Covid-19 yani 2019 yılının son ayında Çin’de vuku bulan Korona Virüs bütün dünyaya yayılarak evrensel bir salgına dönüşmüştür. Bunun başlıca nedeni de küreselleşme denilen dünyanın tek köye dönüşme hayalidir.

Ulaşımın ve iletişimin çağlar üstü bir hıza erişmesi bu virüsün yayılmasına da hizmet etmiştir.

Korona virüsün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük biyolojik savaş aleti durumunda olması ihtimali çok yüksektir.

Yazılan ve söylenen komplo teorilerine bakılırsa Çin ve Amerika bu virüsü masa başında yıllar önce ürettiler ve adı geçen tarihte piyasaya sürdüler. Bundan amacın ne olduğu hususunda iki şey söylendi durdu: bazı insanların daha iyi yaşaması için bazılarının ölmesi ve aşı üreterek yeni bir ticari kazanç kapısının açılması.

Dünyanın beşte bir oranında nüfusa sahip olan Çin tabi ki bunu kendi fazla insanlarını öldürmek için yapmadı. Önce hastalığı ardından da aşıyı icat ederek dünyadaki ekonomik dengeleri lehine çevirmeyi amaçladı.

Dünyayı daha fazla sömürme ve emri altına alma hayalleri devlerin büyük tepişmelerine neden olmaktadır ancak bu tepişme sırasında ayak arasında olan büyük çoğunluk ezilmektedir.

Korona virüsten en az zarar gören ülke onu piyasaya süren Çin’dir. En fazla kazanan ülke ise gene Çin’dir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler aşıya erişirken ve keşfini yaparak ticari vurgun yaparken zayıf ve fakir ülke halkları kırılmaktadır.

Çinin ekonomik bakımdan büyük bir saldırıyla dünyaya hâkim olacağı korkusu daima vardır. Nükleer silahlarının ve füze sistemlerinin üstünlüğü malumdur. Çin dünyanın beşte birini oluşturan nüfus yapısıyla daima bütün dünya için bir tehlike olarak görülmektedir. Ayrıca BM’de veto yetkisi olan ve istemediği, hesabına yatmayan her yasayı geri çevirebilen bir devdir.

 

Korona virüsünün kaynağı olan Çin bütün dünyayı ayağa kaldırmış ve dize getirmiş gibi görünmektedir. Önce Koronayı icat ederek insanlığı evlere ve yatağa mahkûm etmiş ardından da ilacını bularak ekonomik tezgâhını kurma peşindedir.

 

Şimdi dünyada Korona virüsün masa başında, laboratuvarda üretildiği ve dünyaya salındığı ciddi olarak ele alınmaktadır. Amerika yapay salgın için dava açmanın yollarını aramaktadır.

Ancak bu hususta da gereken kıyam henüz dünya milletlerinde görülmemekledir.

 

Bütün dünyanın Çin’den korktuğunu düşünmek bile felaket olur.

Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız hususunda Çinin suçu çok büyüktür. Ancak başta soydaş ülkeler ve Müslüman devletler olmak üzere kimseden ses çıkmamaktadır.

 

İnsanın aklına bir de Yecüç ve Mecüc’ün hortlayıp dünyayı yaşanmaz hale getirme olgusu vardır ki bu takdirde kıyametin kopması bile insanların kendi eliyle olması kuvvetle muhtemelidir.

Sonuçta insanlar olarak insanca yaşanılabilecek bir dünya meydana getiremedik. Herkes birilerinin kuyusunu kazmakla meşgul. Herkes tepelere tırmanma ve en üstte olma sevdasında ve “altta kalanın canı çıksın” demektedir.

Bu durumda mazlumların ahı arşa ulaşacak ve zalimlerin tepesine gümbür gümbür felaket olarak inecektir. Bu felaketler de kendi elleriyle ürettikleri kıyamet silahlarıdır.

 “Bir ah çeksem karşıki dağlar yıkılır” diyor ozan, mazlumun ahından arş-ı ala titrer buyurmuş fahr-i kâinat.

O halde mağdurların mazlumların ahını değil dualarını almamız gerekmektedir.

Daha yazılacak çok şey var ama! 

  • Beğen
YORUM YAZIN