BELEDİYELER VE İKİNCİ YILINDA KORONA
19.12.2020 - 15:08

Mükremin Kızılca

Mükremin Kızılca

 

 

Belediyelerimiz yönetilenlere yakınlık hususunda ilk sıradaki kuruluşlardır.

Çünkü belediyelerimiz halkın seçtiği kurumlar olarak halkla da en yakın bir duruş sergilerler. Belediyeler devletin halkla kucaklaşan yüzüdür.

Belediyelerimiz geçen yıl 19 Aralıkta Çin’de vuku bulan Koronavirüs / Covid19 hakkında gereken önleme faaliyetlerinde iyi bir sınav verdiler.

Çünkü belediyeler halka, esnafa, tüccara, turizm işletmelerine ve ekonomik hareketlere ters düşerek de olsa virüse karşı bütün ferdi ve sosyal tedbirleri çekinmeden aldılar ve devletin aldığı kararları uyguladılar.

Belediyeler her zaman, oy kaygısına kapılmadan seçmenlerinin aykırı görüşlerine aldırmadan toplum düzeni ve sağlıyı için her türlü tedbiri almalıdır.

Başta belediyelerimizin ve devletimizin zamanında aldığı tedbirler sonucu korona virüs etkileri bakımından Türkiye’miz dev batılı ülkeleri bile geride bırakmıştır.

***

Dünya birinci ligini temsil ettiklerini iddia eden G7 ülkeleri Korona virüs karşısında yenik düşerken ülkemiz dünyanın gıpta ettiği bir çalışmayla mücadelesini sürdürmektedir.

Mesela Amerika Birleşik Devletlerinde Korona virüsün bir yıllık bilançosu 330 bin ölüdür. Türkiye’de ise aynı dönemde 17 bin kişi ölmüştür. ABD nüfusu bizim dört katımız olduğunu düşünürsek Amerika’nın ölüm bakamından bizim beş katımız olduğu görülür.

Bunu başarı saymıyoruz ama tedbirlerimizin iyi bir neticesidir. Eğer Maske Mesafe Temizlik kurallarına ve idarelerimizin kararlarına tam uyabilseydik bu rakam beş bini geçmezdi.

Çünkü biz Müslümanlar: “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız”  (2/195) buyuran bir kitaba iman etmişiz.

Çin, ABD, AB, UK ve Rusya dünün Ad, Semud, Firavun ve Eyke kavimlerinin zamanımızdaki şımarıklık örnekleridir.

“Başınıza ne gelirse kendi yaptıklarınızın eseridir” (Şura 30) ayeti gereği bu Korona belası bizlere de kendimizi hesaba çekerek düzelmemizi sağlayacak bir vasıta olur ve tedbirlerde kusur etmememizi sağlar inşallah.

***

Caminin ve cemaatin kıymetini, cumaların ehemmiyetini, dostlukların, arkadaşlıkların bereketini öğrenerek çıkacağız bu illetten, Allah’ın izniyle.

Günah işlemeye nasıl muafiyet kazandığımızın farkına varır, bencilleşerek, dünyevileşerek ve ahlaki zafiyete düşerek gösterdiğimiz şımarıklığın cezasını en ufak sıyrıklarla atlatırız inşallah.

Sokağa çıkma yasaklarından bile güzel dersler çıkararak salgını manen lehimize çevirmeliyiz!

Bu tür sokağa çıkma yasaklarında hep mahşer öncesi boş meydanı ve sessizliği hatırlayalım.

Birbirini itip kakan, döven söven ve ötekileştiren şımarık insanoğlunun yüzü ve gözü öne düşmüş halini düşünelim.

20 yıl önce 2000 yılında yapılan son nüfus sayımında ilan edilen sokağa çıkma yasağından beri ilk defa Korona virüs nedeniyle sokağa çıkma yasaklarına şahit oluyoruz.

İnsanların sağa sola koşuşturdukları ve birbirlerine trafikte hava ve drift attıkları insan kaynayan caddeler ve çarşılar bomboş şimdi.

Bütün insanlara eceli tattırdıktan sonra tekrar diriltip toplayan Kadir-i Mutlak olan Allah’ın cc:

 “Bugün, mülk, devlet ve hükümranlık kimindir? Tek ve gücüne karşı konulmayan, Kahhar olan Allah'ındır.” (Mümin 16) 

Sözleri aklımıza gelsin.

Bir de şunu bilelim ki Müslümanları kadercilikle suçlayanlar yanlış kanaat sahipleridir.

***

Bu yanlış görüşe reddiye olarak konuya kısaca ana kaynaklarımızdan birer örnekle temas edelim:

Takdir:

“De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse müminler, yalnız Allah’a güvensinler.” (Tevbe 51)

Bizler kadere ve ezeli mukadderata şüphesiz iman ederiz ama onların ne olduğunu bilmediğimizden dolayı hayatı, Allah’ın en büyük emaneti olan mevcudiyetimizi korumak için en ince ayrıntısına kadar tedbirlerimizi de almamız ilahi bir emirdir.

Tedbir:

“(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.” (Bakara 195)

Bir yerde bulaşıcı virüs olduğunu duyarsanız oraya gitmeyin, sizin olduğunuz yerde virüs bulunursa olduğunuz yerden de çıkmayın!” (Sahih-i Buhari 3473)

 

  • Beğen
YORUM YAZIN